4 Ocak 2013 Cuma

Avrupa Turu

Aralık ayı başında, Benelux - Paris turuna çıktık eşimle beraber. Bu bizim turistik amaçlı ilk yurtdışına çıkışımız. Benelux Belgium - Netherlands - Luxemburg ülkelerinin ilk harflerinden oluşuyor. Tur Brüksel'den başlıyor, Brugge, Paris, Luxemburg, Köln ve son olarak Amsterdam şehirlerinden oluşuyor.

Bir haftada bukadar çok şehri dolaşmak oldukça kuvvetli bir kondisyon gerektiriyor. Ayrıca sabah erken kalkmaları tabii ki.Çoğu zaman ayak üstü atıştırıyorsunuz, akşam yemekleri hariç adam gibi yemek yeme şansınız olmuyor. Bir de 40-50 kişi ile birlikte dolaşıyorsunuz, bir otobüsün içinde aynı kişilerle günlerce yolculuk yapıyorsuınuz.Bu da birilerine kıl kapmayı, sinir olmayı beraberinde getiriyor.

 
Otobüsün hareketleri daima saatinde olması gerekiyor. Bir yere gittiğinizde serbest zaman olarak size belli bir süre veriliyor ve bu süre içerisinde; dolaşmak, acıktıysanız yemek yemek ve alışveriş yapmanız gerekiyor. Biraz işlerinizi uzatırsanız 50 kişi sizi otobüste kızgın gözlerlere karşılayabilir dikkat etmeniz lazım.

Eşimle gezdiğimiz ülkeler kapsamında çok memnun kaldık. Paris gerçekten filmlerdeki gibi büyülü bir şehir. Eiffel'den manzara bir harika. Şehrin her yanından tarih fışkırıyor. İki günü Paris'te geçirdik. Bu süre bu şehri dolaşmak için kesinlikle yeterli değil. Biz bir daha gitmeyi düşünüyoruz çünkü hevesimiz kursağımızda kaldı. :)
Brüksel'de pek bir numara yok. Gerçi bizi gezidrdikleri kadar biliyorum tabi, belki güzel yerleri vardır. Çikolatası ünlü imiş. 

Brugge şahane, bu şehir ikinci dünya savaşında naziler tarafından hiç bombalanmamış, dolayısı ile tarihini korumuş. İşlemeleri ünlü, hediyelik alabilirsiniz. 

Paris bir tarih ve sanat kenti gez gez bitmiyor. İki gün hayatta yetmez.Minimum üç dört günü bu şehirde geçirmek lazım. 

Lüxemburg'un en önemli özelliği Petrus vadisine kurulmuş olmalı, vadinin iki yakasına bir düzüne köprü vasıtası ile ulaşıyorsunuz. Değişik yani. 

Köln'e yol üstü diye uğradık. Yalnızca Köln katedralini gezebildik. Amsterdam kanallar ile bölünmüş bir şehir. İki sokak geçtikten sonra araya bir kanal giriyor. Zaten Hollanda'nın belli yerleri deniz seviyesinin altındaymış o yüzden suyla çok haşır neşir bir şehir. Peyniri, özellikle isli peyniri tavsiye ederim.

Anlatılacak çok şey var ama zaman yok malesef. Zaten anlatılmaz yaşanır diyorum.