8 Mart 2013 Cuma

Dünya Kadınlar Günü


Dünya Kadınlar Günü - Vikipedi: "8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı."

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

Güçlü, özgür, aydın kadın = güçlü, özgür, aydın toplum.

4 Ocak 2013 Cuma

Avrupa Turu

Aralık ayı başında, Benelux - Paris turuna çıktık eşimle beraber. Bu bizim turistik amaçlı ilk yurtdışına çıkışımız. Benelux Belgium - Netherlands - Luxemburg ülkelerinin ilk harflerinden oluşuyor. Tur Brüksel'den başlıyor, Brugge, Paris, Luxemburg, Köln ve son olarak Amsterdam şehirlerinden oluşuyor.

Bir haftada bukadar çok şehri dolaşmak oldukça kuvvetli bir kondisyon gerektiriyor. Ayrıca sabah erken kalkmaları tabii ki.Çoğu zaman ayak üstü atıştırıyorsunuz, akşam yemekleri hariç adam gibi yemek yeme şansınız olmuyor. Bir de 40-50 kişi ile birlikte dolaşıyorsunuz, bir otobüsün içinde aynı kişilerle günlerce yolculuk yapıyorsuınuz.Bu da birilerine kıl kapmayı, sinir olmayı beraberinde getiriyor.

 
Otobüsün hareketleri daima saatinde olması gerekiyor. Bir yere gittiğinizde serbest zaman olarak size belli bir süre veriliyor ve bu süre içerisinde; dolaşmak, acıktıysanız yemek yemek ve alışveriş yapmanız gerekiyor. Biraz işlerinizi uzatırsanız 50 kişi sizi otobüste kızgın gözlerlere karşılayabilir dikkat etmeniz lazım.

Eşimle gezdiğimiz ülkeler kapsamında çok memnun kaldık. Paris gerçekten filmlerdeki gibi büyülü bir şehir. Eiffel'den manzara bir harika. Şehrin her yanından tarih fışkırıyor. İki günü Paris'te geçirdik. Bu süre bu şehri dolaşmak için kesinlikle yeterli değil. Biz bir daha gitmeyi düşünüyoruz çünkü hevesimiz kursağımızda kaldı. :)
Brüksel'de pek bir numara yok. Gerçi bizi gezidrdikleri kadar biliyorum tabi, belki güzel yerleri vardır. Çikolatası ünlü imiş. 

Brugge şahane, bu şehir ikinci dünya savaşında naziler tarafından hiç bombalanmamış, dolayısı ile tarihini korumuş. İşlemeleri ünlü, hediyelik alabilirsiniz. 

Paris bir tarih ve sanat kenti gez gez bitmiyor. İki gün hayatta yetmez.Minimum üç dört günü bu şehirde geçirmek lazım. 

Lüxemburg'un en önemli özelliği Petrus vadisine kurulmuş olmalı, vadinin iki yakasına bir düzüne köprü vasıtası ile ulaşıyorsunuz. Değişik yani. 

Köln'e yol üstü diye uğradık. Yalnızca Köln katedralini gezebildik. Amsterdam kanallar ile bölünmüş bir şehir. İki sokak geçtikten sonra araya bir kanal giriyor. Zaten Hollanda'nın belli yerleri deniz seviyesinin altındaymış o yüzden suyla çok haşır neşir bir şehir. Peyniri, özellikle isli peyniri tavsiye ederim.

Anlatılacak çok şey var ama zaman yok malesef. Zaten anlatılmaz yaşanır diyorum.

19 Ekim 2012 Cuma

MİLLİ TAKIM

Son zamanlarda futboldan çok soğudum. Halbu ki çok yakından takip eder maçları izlerdim. Zamanla sadece avrupa kupası ve milli takım maçlarını takip eder oldum. Ligdeki takımların hali ortada, bu sene sadece iki takım avrupa kupalarında mücadele ediyor. Oynan kalitesiz futbol, yeteneksiz ve vizyonu olmayan oyuncular, teknik manteliteden uzak teknik direktörler ve tabiki yöneticilerin beceriksizlikleri yüzünden futbolumuz yerlerde sürünüyor.

Son oynanan Macaristan maçı da gösterdi ki olay çok vahim. Çok kötü oynayan bir milli takım ligde oynanan futbolun bir yansıması aslında. Bir de tabi milli benlikten uzaklaşan şahsiyetlerin milli takımda oynanan futbolu angarya olarak görmelerinin de rolü var bunda.

Bu sıralarda herşeyimiz acınası ülke olarak, Futbolumuz da buna dahil.

24 Temmuz 2012 Salı

Motorola ATRIX

Bir hafta kadar önce Motorola Atrix telefon aldım kendime. Ne zamandır düşünüp duruyordum kendime bir akıllı telefon. İyi oldu. Yalnız, seçim aşaması beni epeyce yıprattı. Telefonlar arasında gittim geldim, tabletlere baktım acaba daha iyi mi olur diye. Bir de fiyatları gördükçe yıprandığımı hissettim. Neyse sonunda seçimi mi yaptım Motorola Atrix.

Neden bu telefonu seçtiğime gelince; Fiyatı diğer telefonlarla karşılaştırıldığında iyi, Donanımı sağlam; 1 Ghz çift çekirdekli Nvidia Tegra 2 işlemcisi 1 Gb Ram'i var. 4" ekran, 16Gb depolama alanı mevcut. Bunların dışında aksesuarları ilginç. Mesela HD Multimedia dock ünitesi ile televizyona bağlayıp telefon içindeki müzikleri, resimleri videoları uzaktan kumanda yardımıyla izleyebiliyorum.

Ayrıca Webtop uygulaması sayesinde kablosuz klavye, fare ile internette gezinebilir, youtube dan video izleyebilirsiniz. Geçtiğimiz hafta sonu arkadaşlarla çok güzel vakit geçirdik bu alet sayesinde. Tek eksiği Ice Cream Sandwich güncellemesini alıp almayacağı belli değil. Yine de kullanan birisi olarak tavsiye ederim.

28 Haziran 2012 Perşembe

Ata Demirer - Berlin Kaplanı

Geçen akşam izledik. Samimi sıcak bir komedi. Ata Demirer alamancı şivesi ile çok başarılı. Ata Demirer Eyvah Eyvah serisindeki çizgisini bu filmde de korumuş. Bence hoş ve güzel olmuş.

Kariyeri pek de iyi gitmeyen, borç batağındaki panik atak Alamancı bir boksörün hikayesi.

Diğer oyuncular Necati Bilgiç, Tarık Ünlüoğlu, Nihal Yalçın, Cemil Özbayer, Özlem Türkad.

Özdem-Çözümsüz Aşk

Üzerine kum serptikçe dağ oldu tüm kederim. Hadi son kez deneyelim deme sakın çok incindim. Dönmem için ölmem gerekir. Saplanınca yüreğine hançer gibi aşk acısı, uyku girmez gözlerine gece yarısı... Bayıldım.

30 Mayıs 2012 Çarşamba

İnsanoğlu

İnsanoğlu yüzsüz, insanoğlu vicdansız, zalim, insanoğlu hırsız, adi, insanoğlu zayıf, korkak, insanoğlu şerefsiz ve onursuz artık. Hakikati kalbinden geçen, hareketlerini aklındaki terazide tartıp uygulayan, vicdanını çöpe atmadan hayatını idame eden insanoğlu çok az. Cesurca, doğrularından ödün vermeden, bir adım geri atmadan yaşayabilen insanoğlu ise kayıp artık. Düşene yardım elini çekinmeden uzatan, uzanan o eli onuruyla tutan, o eli başının üstüne koyan insan oğlu yok gibi artık. Bir bardak suyunu içip bir tas yemeğini yiyip müteşekkir olan, geleni tanrı misafiridir diye evinde yatıya bırakan, kendine zar zor yetecek aşı, bir tas daha koyup misafirine fazlasıyla pay eden insanoğlunun soyu tükendi artık.